Yenilenebilir enerji sektöründe faaliyet gösteren firmaların neredeyse hepsi ortaya somut projeler koymak için gerçekten var güçleriyle çalışıyorlar. Uzun zaman önce bu işe giren birçok firma maalesef bugüne kadar sadece çalışıyorlar ve cepten yemeye devam ediyorlar. Tabi bu süre zarfında sektörden çıkanlar, kendini bağlantılı bir sektörde bulanlar ve özellikle yabancı ortaklara şirketlerinin bir kısmını veya tamamını satanlar oldu. Evet, özellikle yabancı ortaklara çünkü yabancılar enerji piyasasının cazibesini uzun süredir ve yakından biliyorlar. Biz Türkler ise yabancısı olduğumuz ve dokunamadığımız bir şeye para vermeye alışkın değiliz ve bundan dolayı çok ürkek kalıyoruz.
Neyse ki, son zamanlarda gerçekleşen gelişmeler sayesinde artık firmaların cepten yeme zamanı kısa zamanda geride kalacağa benziyor.
Fuarlardan izlenim
Nisan ayının son haftalarında yenilenebilir enerji açısından 2 önemli fuar gerçekleşti; Solarex ve ICCI 2012 fuarı. Bu fuarlar ilginç seminerlere sahne olduğu gibi yatırımcıların ve firmaların yenilenebilir enerji sektörüne ilgisinin hala yoğun bir şekilde ve artarak devam ettiğini açıkça ortaya koydu. Bütün masalarda heyecanlı bir şekilde hesaplamaların yapılması bunun en büyük göstergesiydi sanırım.
Güneş enerjisi
ICCI fuarında verilen seminerler de ve haber sitelerinde EPDK Başkanı Hasan Köktaş’ın güneş enerjisi santrali yatırımları başvuru süreci hakkında kısa zamanda açıklama yapacağı gündeme gelmişti. Ve nihayet öyle de oldu. 1 Haziran’da Hürriyet gazetesine konuşan Hasan Köktaş yatırımcıların santral başvurularının 10-14 Haziran 2013 tarihlerinde alınmaya başlayacağını belirtirken, yatırımcıların bu tarihe kadar fizibilite çalışmaları ile lisans belgelerini tamamlamış olması gerektiğini vurguladı. 6 Ay boyunca güneş ölçümü yapılacağını göz önünde bulundurursak en kısa zamanda ölçümlere başlanması gerekiyor.
Başvurularda arazi kullanımının MW başına 20 dönüm ile sınırlandırılacağını belirten Hasan Köktaş yatırımcıların önünde çok ciddi fırsatlar olduğunu açıkladı. Köktaş, tarım arazileriyle ilgili şöyle konuştu: “Ancak, bu yatırımlar yapılırken tarım arazilerini de korumak zorundayız. Hiç bir şekilde güneş lisansları tarım arazileri üzerine verilmeyecek. Yenilebilir enerji kaynaklarının olduğu yere yenilenebilir enerji kaynağı başvurusu almayacağız.”
Mevcut Yenilenebilir Enerji Kaynakları Kanunu kapsamında güneş enerjisinde kurulu gücün 600 MW ile sınırlandırıldığını belirten Hasan Köktaş bu rakamın önümüzdeki yıllarda binlerce MW’a ulaşacağını bildiklerini ifade ederken ihtiyaç hâsıl olduğunda mevzuatın mutlaka gözden geçirileceğini ifade etti.
Rüzgar Enerjisi
10 Mart 2012 tarihinde yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı, 500 kW kurulu güce kadar olan tesisler ile elektrik üretiminde ve satışında özgürlük getiren düzenleme Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmişti. Yani yatırımcıların rüzgar veya güneş enerjisinden kendi elektriklerini üretmeleri, bu elektriği işletmelerinde tüketmeleri ve üretim fazlasını şebekeye satmalarının önü açılmış oldu.
AYETEK Wind şirketimiz için artık uzun bir beklemeden sonra somut projelerin gerçekleşeceğinin en büyük işareti oldu bu. Bundan sonraki aşamada yatırımcılar rüzgar potansiyeli yüksek olan arazilerinin bağlı olduğu dağıtım şirketine başvuru yapmaları gerekiyor. Olumlu cevap aldıkları takdirde bir AYE 250 rüzgar türbini veya WTN 500 rüzgar türbini yatırımı yapmaları için hiçbir engel kalmıyor.
Peki son durum nedir? Geçirdiğimiz 3 ay içerisinde, 2 hafta öncesine kadar bir şirket hariç hiç kıpırdama yokken, 2 hafta önce Gediz, Uludağ ve Boğaziçi Elektrik Dağıtım A.Ş.’lerde toplam 10 adet 500 kW ve 4 adet 250 kW rüzgar türbinleri için olumlu cevaplar bu dağıtım şirketleri tarafından verildi. Trafo merkezi başına sınırlı sayıda verilecek olan bu bağlantı izinleri için şu ana kadar MEDAŞ’a hiçbir başvuru yapılmadı. Üstelik Ağaoğlu ve Sabancı’yı bile cezbeden Karaman ilinin rüzgar potansiyeline rağmen.
Ey İç Anadolulu yatırımcı, nerdesin?