ayetek-vizyon

LİSANSSIZ RÜZGARDA DEVRİM GİBİ KURULUM

2008 yılından itibaren beklemelerin sürdüğü lisanssız elektrik üretim sektöründe nihayet hedefe ulaşıldı. Çanakkale Ezine’de yönetmeliğin bütün koşullarına uygun 250 kW gücünde bir rüzgar türbininin TEDAŞ ve UEDAŞ yetkilileri nezaretinde devreye alma testleri geçen hafta başarıyla sonuçlandı.

İlk kez 2008’de kanunlaşan fakat gerekli yönetmeliklerin, uygulama tebliğlerinin ve kurumlar arası protokollerin kısa zaman önce tamamlandığı lisanssız elektrik üretim sektöründe ilk rüzgar türbini devreye alındı. Geçen zaman içerisinde güneş enerjisi alanında onlarca santral kurulsa da rüzgarda projelerin gerçekleşmemesi dikkat çekiyordu.

Kurulumu gerçekleşen türbinin üreticisi AYETEK bu kurulumla bir ilke imza atmış oldu. Şirket yetkililerine göre gecikmelerin en önemli sebeplerinin arasında RAPSİM zorunluluğu yer alıyor. Gerekli yönetmeliklerin son şekliyle 2 Ekim 2013 tarihinde yayımlanmasına rağmen rüzgar türbinlerinin ulusal güvenliğimiz için son derece önemli olan radarları ne derecede etkileyeceği tartışma konusu olmuştu. Araştırmalar neticesinde 60 metreden yüksek rüzgar türbinlerine, alması çok zor olan ve hayli zaman alan, Teknik Etkileşim Analizi zorunluluğu getirildi. Arz edilen birçok türbinin 60 metreden yüksek olmasından dolayı yatırımlar gerçekleşemedi.

Yatırım yaparken dikkat
Şirketin kurucu ortaklarından Karaçalı lisanssız rüzgar enerji sektöründe yatırım yaparken dikkat edilmesi gerekenleri şöyle ifade etti: “Her ne kadar yönetmelik ilk bakışta 1 MW gücündeki türbinler için elverişli görünse de arz ve uygulanabilirlik bakımından 250 kW gücündeki rüzgar türbinlerinin dışında yatırım imkanı sağlıklı görünmüyor. Daha büyük ölçekli türbinler RAPSİM engeline takıldıkları gibi Uzak Doğu ülkeleri dışında alternatif kalmıyor. Bu durumda da kalite başta olmak üzere, türbinlerin ikinci el olma riski, bakım/onarım faaliyetlerinin yokluğu ve yedek parça arz güvenliği gibi birçok zorluk yatırımcıların karşısına çıkıyor. Rüzgar türbini yatırımı yaparken kendini kanıtlamış teknolojinin yanı sıra, Türkiye ve Avrupa’da tedarik ağının hazır olması, bakım/onarım deneyimi, teknik ekibin ve üretim altyapısının varlığı önemli kriterler arasında. AYETEK olarak bütün bu kriterlere uymanın haklı gururunu yaşıyoruz.

Ankara’ya teşekkürler

Hukuki altyapının şekillenmesi uzun yıllar almasına rağmen AYETEK yetkilileri süreçten memnuniyetlerini ifade ettiler. Şirketin diğer kurucu ortağı Ekrem Karaçalı: “Sektörün şekillenmesi uzun sürse de gelinen noktada Avrupa’nın en sağlıklı ve sürdürülebilir teşvik sistemine sahip olduğumuzu görmezden gelemeyiz. Avrupa’dan geldiğimiz için süreç içerisinde insanlar bizi, Türkiye’de kanunlara dayalı yatırım yapmanın mantıksız olduğu konusunda, birçok kez uyarma ihtiyacı hissettiler. Fakat 2008’den beri devletin çok istikrarlı bir yol izlediğini vurgulamak lazım. Gelinen noktada üretilen elektriğe satın alma garantisi vererek yatırımlar kolaylaştırılıyor, yerli üretim ödüllendirilerek teşvik ediliyor ve uluslararası standartlara uyum konusundaki hassasiyet sayesinde Türkiye’nin bir rüzgar türbini çöplüğüne dönüşmesinin önüne geçiliyor. Elektrik konusundaki dışa bağımlılığımızı ve cari açıklarımızı göz önünde bulundurduğumuzda Ankara tarafından çok isabetli kararların alındığını görüyoruz. Bunun için emeği geçen bütün kurumlara ve yetkililere sonsuz teşekkür ederiz.” ifadelerini kullandı.

Sıra banka ve finans kurumlarında

Hukuki süreç gibi banka ve finans kurumlarının sektöre adaptasyon yapmakta zorlandıklarını ve yavaş ilerlediklerini belirten Karaçalı en kısa zamanda ve en erken adaptasyon yapan kurumların önemli bir rekabet avantajı elde edeceklerini vurguladı ve AYETEK olarak Avrupa deneyimlerini de paylaşarak bu tür kurumlara destek vermeye hazır olduklarını ifade etti.

7 6 5 4 3 2 1

Related Post